Ağaca, kuşa, yıldızlara o köşedeki dilenciye aitiz



Translate

Sayfalar

İzleyiciler

27 Haziran 2025 Cuma

Boş Paylaşımların Gölgesinde: İçsel Bir Gezi




Bazen bir gölge gibi peşimize takılır sorunlarımız. Sessiz, ağır, ama varlığını hep hissettiren bir ağırlık. Onunla baş başa kalmak, kendi içimizde bir yolculuğa çıkmak gibidir; ne bir harita ne de bir rehber vardır. Sadece siz ve o mesele, bir odanın loş köşelerinde fısıldaşır gibi. Tam bu anlarda, bir çift meraklı göz belirir ufukta. "Ne oldu?" diye sorar, sesinde hem merak hem bir parça ısrar. Yakınınızdadır bu kişi, belki bir dost, belki bir akraba. Ama bilirsiniz, o an, o sorunun cevabını paylaşmanın sizi bir adım öteye taşımayacağını. Çünkü bazı meseleler, paylaşılmakla değil, içsel bir yolculukla çözülür.

28 Mayıs 2025 Çarşamba

Nezaket, Özsaygı ve Karakterin Aynası

İnsan ilişkileri, bir kişinin karakterini yansıtan en berrak aynalardan biridir.

Herkese karşı nezaket ve özenle yaklaşmak, yalnızca karşımızdaki insana duyduğumuz saygının değil, aynı zamanda kendimize olan saygımızın da bir göstergesidir. Bu tutum, içsel bir gücün ve sağlam bir karakterin yansımasıdır. Nezaket, sadece kibar sözcüklerden ya da yüzeysel jestlerden ibaret değildir; insanın iç dünyasında taşıdığı değerlerin, empati ve incelikle harmanlanmış bir dışavurumudur. Birine ihtimam göstermek, onun varlığını değerli bulduğumuzu ifade ederken, aynı zamanda kendi benliğimizin de farkında olduğumuzu gösterir. Özüne saygı duyan bir insan, bu saygıyı çevresine de taşır; çünkü nezaket, özsaygının dış dünyaya açılan kapısıdır.




Öte yandan, ilişkileri çıkarlar üzerine kurmak ve samimiyetsiz bir şekilde insan biriktirme çabasına girişmek, zayıf bir karakterin işaretidir. Menfaat

21 Mayıs 2025 Çarşamba

Bilmek ile Gerçekten Bilmek Arasında




 
Cehalet, karanlık bir gölgedir; bilgi ise bu gölgeyi dağıtan ışıktır. Ancak bilmekle gerçekten bilmek arasında derin bir uçurum var. Peki, bu fark nedir ve neden toplumlar, cehaletin karanlığını geçici olarak örten yüzeysel bilgiye sığınırken, kalıcı ve dönüştürücü bilgiden kaçıyor? Bu deneme, bilmek ile gerçekten bilmek arasındaki felsefi ayrımı ve bu ayrımın toplumsal etkilerini sorguluyor.

Yüzeysel Bilginin Aldatıcı Konforu
Bilmek, çoğu zaman yüzeyseldir; hızlıca edinilen, sorgulanmadan kabul edilen bir bilgi kırıntısıdır.

13 Mayıs 2025 Salı

Nefretin Zikri: Akıl ve Sessizliğin Çatışması

İnsan, doğası gereği duygularının rehberliğinde yol alır; ancak bazı duygular, rehber olmaktan çıkıp efendiye dönüştüğünde, aklı zincire vurur. Nefret, bu duyguların en sinsi olanlarından biridir. İnsanlar bir şeyden nefret ettiklerinde, bu duygu bir zikir gibi dudaklarında döner; tekrarlanır, yankılanır, bir mantra haline gelir. Ancak bu zikrin ardında, nefreti besleyen nedenleri anlamaya yönelik bir çaba, bir sorgulama, bir bilgi kırıntısı bile nadiren bulunur. Nefret, akıl yürütmeyi esir alır ve insanı kendi sessizliğinin mahkûmu yapar.




Nefretin zikri, bir topluluğun korosuna dönüştüğünde daha da tehlikeli bir hal alır. İnsanlar, bir fikre, bir kişiye ya da bir topluma karşı nefretlerini yüksek sesle haykırırken, bu duygunun kökenlerini sorgulamaktan kaçınır. “Nefret ediyorum!” çığlığı, bir kimlik haline gelir; bir aidiyet, bir duruş. Ancak

10 Mayıs 2025 Cumartesi

Derin Konular, Boş Bakışlar

Derin konular, derin düşünce ve anlayış gerektirir. Ancak, bu konulara yabancı olanlara hitap ederken, onların kavrayış seviyesine uygun bir dil ve yaklaşım benimsemek gerekir. Zira karmaşık fikirleri basitleştirmeden aktarmak, ne anlatanı ne de dinleyeni hedefine ulaştırır. Bilgi, paylaşıldıkça değer kazanır; ama bu paylaşım, muhatabın hazır olduğu ölçüde anlam bulur. Öyleyse, zihinsel çaba gerektiren hususları tartışmadan önce, karşımızdakinin zihinsel zeminini gözetmek, iletişimin kapısını aralar.




Karşımızda derin konuları kavramakta yetersiz kalan bir zihin olduğunda,

1 Mayıs 2025 Perşembe

Hayatı Olduğu Gibi Kucaklamak

Mutlu olmak

Hayat, çoğu zaman hayallerimizdeki gibi değil, kendi akışında, kusurlarıyla ve beklenmedik dönemeçleriyle gelir. Onu, olmasını istediğimiz şekle zorlamak yerine, olduğu haliyle sevmeyi öğrenmek, içimizdeki huzurun ve gerçek mutluluğun kapısını aralar. Bu kabulleniş, ne teslimiyet ne de vazgeçiş; aksine, hayatın geçici doğasını anlamanın ve onunla barışmanın bir yoludur. Duygularımızın derinliklerinde kaybolmadan, aklımızın rehberliğinde hayatı kucaklamak, bize hem dinginlik hem de anlam sunar.

İnsan, doğası gereği kontrol etmek ister. Geleceği planlar,

28 Nisan 2025 Pazartesi

Tek Taraflı Medya Tüketicisi: Kendi Balonunda Yaşayan Birey

Medyanın Toplumsal Değerler Üzerindeki Etkisi ve Bireysel Direnişin Önemi

n den bahsederken, bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım: Kendi görüşüne uygun medyayı bir kale gibi benimseyip, diğer tüm kaynaklara sırtını dönen bireyler.
Televizyonda zapping yaparken karşıt bir kanal görür görmez kumandaya sarılan, sosyal medyada farklı bir fikri okuyunca anında ekranı kaydıran, hatta bir kafede yanlışlıkla “öteki tarafın” gazetesine gözü takılırsa başını çeviren insanlar. Peki, bu insanlar neden böyle davranıyor? Bu süreç

24 Nisan 2025 Perşembe

Varlığın Sessiz Şarkısı


Hayat, garip bir çelişkiler yumağı. İnsan, elinde olmayanı düşler, dilinde olmayanı anlatır. Eksik olan, her zaman daha çok yankılanır. Zenginlik hayali kuran yoksul, aşkı özleyen yalnız, özgürlüğü arayan tutsak… Ne yoksa, onun türküsü söylenir en yüksek sesle. Olan mı? O, sessizce yaşanır. Çünkü sahip olduklarımız, çoğu zaman fark edilmez; sadece kullanılır, sadece nefes alınır.

Düşünsene, bir evin sıcaklığı, sofradaki ekmek, bir dostun gülüşü… Bunlar varken kimse oturup

@Mi_DeliMiDeli

@Mi_DeliMiDeli
DeliMiDeli @Mi_DeliMiDeli