Bunca arazla çevrelenmişken kendimizi nasıl duyumsarız? 'İnsan' olduğumuzdan, insan doğallığıyla yaşadığımızdan söz edilebilirir mi?
Yaşamlarını sürdürebilmek için analarına, babalarına,soylarına, ırklarına,toplumsal statülerine göbek bağıyla bağlı kalmak zorunda hissedenler yaşamı nasıl algılar?
12 Kasım 2010 Cuma
10 Kasım 2010 Çarşamba
Kendiniz için ördüğünüz kafesler beni hiç ilgilendirmez!.
Kendiniz için ördüğünüz kafesler beni hiç ilgilendirmez!.. Ben gerçeğe kanat açtım özgürce!.. Endişem, sizleri görmemezlikten gelerek ne kadar uçabilirim(?).. Her yandasınız, her yerdesiniz. İster istemez çarpıyorum birinize.
Bazen, dokunmadan geçmek istemiyorum.. Küçük bir taş atıyorum, içinizde dalgalar oluşsun diye..
El ele tutuşup uçmamız mümkünken, hala uyuşuk uyuşuk ne beklersiniz kafeste ? Bu inadınızda anlayamadığım bir mutluluğunuz olmalı!..
El ele tutuşup uçmamız mümkünken, hala uyuşuk uyuşuk ne beklersiniz kafeste ? Bu inadınızda anlayamadığım bir mutluluğunuz olmalı!..
tamam. Yapılacak bir şey yok!.. benimde zamanım yok:( .. Gidiyorum, burnumu ona buna, başımı belaya sokmaya.. Haksızlıklar karşısında yine yaralanmaya ..Durup, düşünmeye !.. Keşfedilmemişi keşfetmeye...
Sesim sizlerden zıt yönlere... Dalıp, çıkarım özgürlüğe..
4 Kasım 2010 Perşembe
Acılarımızı olgunlukla karşılayıp, sevinçlerimize özen göstermeliyiz
Her insanın hayatında bir sürü sorunun peşpeşe geldiği, içinden çıkılmaz, çözümü bulunmaz durumlar olmuştur.
Böyle zamanlarda bir kendine yetememezlik , giderilemeyen iç sıkıntıları iç içe geçer ve gitgide büyüyen halkalar halinde ilerler hep!..
Sonra birden dışardan atılan küçük bir taş tüm halkaları dağıtır. Bu kez de yepyeni çözümler getiren halkalar dizinine girilir ansızın. Üstelik bu öyle beklenmedik anda olur ki, sanki tüm o olumsuzlukları başkası yaşamış gibi birden bire o durumdan çıkarsın.
Yaşamımızda herşeyin tamamlanması gereken bir süreç olduğunun, ''elbette geçeceğinin'' farkına varmışsak eğer acılarımızı olgunlukla karşılar, sevinçlerimize özen gösteririz.
Sabırla yaşamı örmek
Bu kokuşmuş toplum yapısına uymak yerine; yaşam biçimimizle, yaptıklarımızla dışımızdaki bir çok insanın yaşamına katkıda bulunabiliriz. Diğer yaşamlara etki etmenin yarattığı sonuçları onlara yaşatıp, aynı biçimde yapıcı, doyumlu yaşamaya özendirebiliriz..
31 Ekim 2010 Pazar
''Aile'' Nasıl bir şey?
Ah, Bu soru... Yanıtını bulamadığım bir karmaşa .. Bu denli önemsendiğine göre önemli bir şey olmalı (?)..
Ya insan, aileye egemen oluyor ya aile insana... Bir bakıyorsun, ortada ne insan var ne aile..
İyi / Kötü ama
Hayatımda bir duyguyu
Ne şart koşuyorum,
Ne de reddediyorum...
Karşılaştığım herşeyi
İyi / Kötü ama
Alabildiğine yaşamak istiyorum...
16 Ekim 2010 Cumartesi
Sevgi , Duygusal Bir Şey Değildir...
Bir eylemdir sevgi . Yaratma ve yaşatma gücünün kaynağı olan entelektüel bir nitelik taşır.
Sevmek ciddi bir iştir.
9 Ekim 2010 Cumartesi
Twitter'ın amacı nedir? Amacına yönelik kullanılıyor mu?
Twitter yazık ki amacına göre kullanılmıyor, kullanılamıyor. msn ve cep msj. modunda sohbetler çoğunlukta.
mesajlara tek tek bakıldığında anlamsız cümleden çok sesler var. İşte, twitter da kimin neden bulunduğunun cevabı o seslerde...
Twitter amacı dışında kullanımlarda ; farkedilmek, kendini önemli hissetmek, bir yere ait olmak hissi gibi bir çok neden bulunabilir. Yaşadığımız dünyayı özellikle ülkemiz koşullarını, hiç bir yerde söz verilmemiş önemsenmemiş ezilmiş insanımızı düşünürsek ve içindeki dinamiği anlayabilirsek yadsıyamıyor insan.
Ama hemen, Aziz Nesin'in bir sözü geldi aklıma; '' Dışkınında oluşması nedenlerini biliyoruz ama alıp yüzümüze gözümüze sürmüyoruz!..''
Twitter da gerçekten, bu iletişim ağının amacını sürdürebileceği üyeleri var. Paylaşacakları ile katacakları olan, rastladığı 140 lardan bir şeyler almak isteyen. kendilerini duyurmak isteyen kuruluş v.s. var. gelişimlerini paylaşmak isteyen.
İnsanları basit bir toplantı için bile bir araya getirmek zorken ve hazır böyle bir zeminde birlikteysek neden boşluğa gidiyor herşey!..
Yaşamda herşey kusursuz ve mükemmel mi?
Twitter insanın insana katkı sağlayabileceği, belki de zaman içinde birlikte bir çok şey yapabileceği uygun bir alan. Böyle harcanması çok yazık.
Yukarda söylediğim msn msj modunda uzun soluklu devam edemez. Ego sorunları için twit de olan kişiler ya tatminkar yada hayal kırıklığıyla süreçlerini tamamlayıp üyeliklerine son verecekler.
Paylaştıklarımız çocuk saflığında, gençlik heyecanında, ortayaş olgunluğunda ve yaşlılık bilgeliğinde olan iç dünyamız mı? Yoksa; maskeler takıp hatta bazen korkakça pusuya yatıp sadece can yakmak için ortaya çıktığımız dış dünyamız mı?
Anlamsız bir sürüyü oluşturmak ya da parçası olmak nasıl bir doygunluk verebilir insana?
Heyyyy!! Ölü toprağımı var üzerimizde, kendimize gelelim!..
Bir şey yapmalı!.
Seda P.
mesajlara tek tek bakıldığında anlamsız cümleden çok sesler var. İşte, twitter da kimin neden bulunduğunun cevabı o seslerde...
Twitter amacı dışında kullanımlarda ; farkedilmek, kendini önemli hissetmek, bir yere ait olmak hissi gibi bir çok neden bulunabilir. Yaşadığımız dünyayı özellikle ülkemiz koşullarını, hiç bir yerde söz verilmemiş önemsenmemiş ezilmiş insanımızı düşünürsek ve içindeki dinamiği anlayabilirsek yadsıyamıyor insan.
Ama hemen, Aziz Nesin'in bir sözü geldi aklıma; '' Dışkınında oluşması nedenlerini biliyoruz ama alıp yüzümüze gözümüze sürmüyoruz!..''
Twitter da gerçekten, bu iletişim ağının amacını sürdürebileceği üyeleri var. Paylaşacakları ile katacakları olan, rastladığı 140 lardan bir şeyler almak isteyen. kendilerini duyurmak isteyen kuruluş v.s. var. gelişimlerini paylaşmak isteyen.
İnsanları basit bir toplantı için bile bir araya getirmek zorken ve hazır böyle bir zeminde birlikteysek neden boşluğa gidiyor herşey!..
Yaşamda herşey kusursuz ve mükemmel mi?
Twitter insanın insana katkı sağlayabileceği, belki de zaman içinde birlikte bir çok şey yapabileceği uygun bir alan. Böyle harcanması çok yazık.
Yukarda söylediğim msn msj modunda uzun soluklu devam edemez. Ego sorunları için twit de olan kişiler ya tatminkar yada hayal kırıklığıyla süreçlerini tamamlayıp üyeliklerine son verecekler.
Paylaştıklarımız çocuk saflığında, gençlik heyecanında, ortayaş olgunluğunda ve yaşlılık bilgeliğinde olan iç dünyamız mı? Yoksa; maskeler takıp hatta bazen korkakça pusuya yatıp sadece can yakmak için ortaya çıktığımız dış dünyamız mı?
Anlamsız bir sürüyü oluşturmak ya da parçası olmak nasıl bir doygunluk verebilir insana?
Heyyyy!! Ölü toprağımı var üzerimizde, kendimize gelelim!..
Bir şey yapmalı!.
Seda P.
Eylemlerimizin Amacı Ne?

İnsanların bir özelliği de şu: Biz yapan varlıklarız. Her zaman bir şeyler yapıyoruz. Bir şey yapmadığımız zaman bir şeyler yapma konusunda düşünüyoruz, ki bu da bir şey yapmaktır. Uyurken bile yatakta dönüp duruyor ve rüya görüyoruz.
yaşamımız yapma üzerine kuruludur. Ağaçların aksine, vücutlarımız bir yerden bir yere hareket edebilir. Duygularımız kolayca zıttıyla yer değiştirebilir. Düşüncelerimiz bizi fiziksel olarak gidemeyeceğimiz yerlere taşır; anılarımız bizi zamanda geri götürür, zekamız gelecekteki hareketleri tahmin ederve hayal gücümüz bizi hiç gitmediğimiz yerlere taşır.
Dünyayı değiştirmeye kararlı görünüyoruz. sadece Vücutlarımızla hareket ettiremediğimiz şeyler için araçlar icat ediyoruz.
İnsanın yaşam içindeki eylemlerine şöyle uzaktan bir baksak; çılgınca koşuşturan karıncaları andıdığımızı görürüz.
Şüphesiz, gereksinmelerimizi karşılamak için yapmalıyız. fakat ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra bile yapmaya devam ediyoruz. Niçin?
Ara ara merak ettiğiniz olu mu? ''Bu eylemlerin amacı ne?''
Seda Pekgöz
Aşk
Aşk benim herşeyim, biricik işim olabilirdi...
Ne boş gözlerde aşkı gördüm
Ne de kimse benim gördüğümü gördü
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)