Ağaca, kuşa, yıldızlara o köşedeki dilenciye aitiz



Translate

Sayfalar

9 Şubat 2011 Çarşamba

Değerler diye bir şey yoktur!..

Değişmeyen değerler, kurallar, inançlar yoktur bu dünyada ; bir yerde kutsal olan başka bir yerde sıradan hatta reddedilmiş bir şey olabilir.
Bir şeyin değeri göreceli ve kişiseldir. Onu, ancak siz bilebilirsiniz.. Uğruna ne kadar, ne verebiliyorsanız onun değeri o dur. 
Buna göre ; söz ettiğiniz değerleriniz için ne kadar ne veriyorsunuz ? Hararetle savunduklarnız için ne kadar ne verebilirsiniz? Hani, şu, kavga gürültü çıkarttığınız değerlerinizden/değerlililerinizden söz ediyorum..
(?)..

Seda Pekgöz

6 Şubat 2011 Pazar

İşte! burada, böylece…

İşte! burada, böylece…  

Bana kimse dokunmasın, kimse seslenmesin.. Hiç kimse beni çağırmasın!..

Tüm beraberliklerimi yıkıyorum, tüm ortaklıklarımı bozuyorum.

26 Ocak 2011 Çarşamba

Deniz salyangozlarını izlediniz mi hiç..


Deniz salyangozlarını izlediniz mi hiç.. Balık gelince hortumunu dışarı çıkarışını, o kırmızımsı, solucana benzeyen hortumuyla zehirini püskürtmesini.. Avlayacağı balığı önce felç edişini izlediniz mi hiç... 
Masum görünen insanların da tehlikeli olabileceğini işte böyle öğrenmiştim ben.. Önce seni iyilikleriyle felç edip sonra yutmaya çalışan insanları ancak, deniz salyangozlarını dikkatlice izlediyseniz farkedersiniz.

Eğer cesaret edip biraz daha derinlere dalarsak, bazı balıkların korunmak için çamurlara delik açıp saklandığına tanıklık edebiliriz..
Denizin derinliklerindekine benzer dramı , dip balıkları gibi çamura gömülüp saklanmayı ya da zehirli salyangoz gibi yutmayı seçerek yaşıyor olabiliriz...

25 Ocak 2011 Salı

Bu hayatı nasıl yaşamalıyız?

Bilinmeyenin bizde yarattığı o çıldırtıcı merakın peşinden mi koşmalıyız yoksa
Saklı olana duyduğumuz korkuyla gerimi durmalıyız.
Ne yapmalıyız, bu hayatı nasıl yaşamalıyız?

17 Ocak 2011 Pazartesi

Parlayan Güzellik İçten Gelir

Tatminsiz, üzgün,stres altın altında veya depresif bir durum içinde olduğunuzda tüm kremler, makyaj malzemeleri işe yaramaz.



Kendi içinde dengeyi sağlamışsanız stresin ve sorunların daha kolay üstesinden gelen kişi olursunuz. Yaşama karşı mutlu ve güvende hissedersiniz.. Bu memnunluk ve denge yüz ifadenize yansır.

İçimiz nasılsa dışımız da öyledir !..


İçinde yaşadığımız zihinsel ve duygusal dünya yüzümüzde, mimiklerimize ifademize, zamanla yüz hatlarımızda kendini gösterir.


Bize, çevremize tüm yaşamımıza ışık verecek tek şey içimizdeki sevgidir.
Böylece, her durumda kendimize ve çevremizdeki canlılara nasıl davranacağımızın kararı bize aittir !..

9 Aralık 2010 Perşembe

Şaşmamak gerek

İnsanlar tanımadıkları insanlarla arkadaş olabiliyorlarsa tanıdıkları insandan ayrılmalarına şaşırmamak gerek

Seda.P

2 Aralık 2010 Perşembe

Hiç gözlerini görme dışında kullanan biri var mı aranızda?

Hiç gözlerini görme dışında kullanan biri var mı aranızda? Hareket eden ve ses veren dudaklar ile mekanik olarak emir alıp hareket eden gözbebeklerinizle mi yaşadınız hep?..

Farkında mısınız ellerimizi, parmaklarımızı aslında tüm bedenimizin canlı olduğunu unuttuk… Beden ruhunu- varlığını- unutuverdik.. Sadece iskeleti örten etimizi bedenimizi giydirdik, süsledik. Çoğunlukla seks objesi olarak gördük.

Şöyle bir çevreme baktığımda, cansız bedenlerden çıkan ses kirliliğinin yanı sıra ‘duygusallığın’ örtündüğü nice insan suretleri… her günün tekrarı yaşanan yaşamlar .. Sesler ise yükseliyor özensiz tonsuzca…

Mimikler, eller, kollarla hareketli konuşanlar yerine silikonlu buz yüzler.. Soğuk, ruhsuz, cansız!..

Oysa , cömertlikle kullanmalıyız bedenimizin dilini, mimiklerimizi… Ancak o zaman ne denli sevimli, içten, çıplak göründüğümüzü hisseder tüm bedenin ruh giysisinden fırladığı hallere tanıklık edebiliriz… Biliyorum ki, o anda rüzgarın pencerenize sert vuruşundan, yağmurun tüm damlalarını hissedeceksiniz..

Yüreğiyle konuşmak, tüm varlığıyla yaşamak böyle bir şey!..:)

27 Kasım 2010 Cumartesi

Ayrıcalıklı, çok özel bir süreç..

Daha önce deneyimlemediğim, hiç tanıklık etmediğim bir süreç.. Zorlu ama yenileyeci bir başlangıç.. 

İçim, güç ve ışık dolu !..

26 Kasım 2010 Cuma

Özgür Olmak

Eğer üşürken yanıbaşındaki hırkayı reddedip , üşümeyi sürdürebiliyorsan insansın ve özgürlüğü haketmişsin demektir.
Özgür olmak istiyorsan, ağır bedellerine hazır ol! S.Pekgöz

22 Kasım 2010 Pazartesi

Dünyamız bugün krizlerle dolu yoğun bir dönüşüm sürecinden geçmekte...

Siz de biliyorsunuz ki, dünyamız bugün krizlerle dolu yoğun bir dönüşüm sürecinden geçmekte...
Ve bu dönüşümün olumlu olması için pozitif enerjiye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Ayrılık ve ikilik ile koşullandırılmış bilinçten arınmanın tam zamanı. Yani -gemisini kurtaran kaptan - değil artık. Biz aynı gemideyiz... Kendimizi kapattığımız kamaralarımızdan şöyle başımızı dışarı çıkarır bakarsak eğer, kendimizi kurtarmanın yolunun herkesi kurtarmaktan geçtiğini görürüz.

Yazık ki, günümüzde yaşama dair doğru bir anlayışa gereksinim olduğunu hisseden pek az kişi var.
Hepimiz evrene saçılmış sayısız tanecikleriz... İstersek el ele uçmamız mümkün.


 Hem kendim için, aynı zaman da tüm insanlar için ve sevgili dünyamız için yaptıklarım yetersiz, ben çok daha fazlasını yapabilirim diyorsanız, buna hükümet politikaları karşı olsa bile gerçekleşir. Hepimiz el eleysek, her şey mümkün!..




Oraya buraya saçılsak da, bazen birbirimizi farketmemiş olsak da birbirimizin hayatını sürekli etkilediğimizi ve bir olduğumuzu biliyorum.

Her gün yepyeni ışıklarıyla, yepyeni fırsatlarıyla doğuyor...
Yaşamda ki olumsuzluklardan sürekli yakınarak enerjimizi boşa harcamak tan sa terslikleri düzeltmeye başlıyabiliriz.

Bu değişim ve acı döneminde herşeyi biliyorsak, yapmamız gereken çok şeyde olduğunun farkındalığıyla...

Seda PEKGÖZ

@Mi_DeliMiDeli

@Mi_DeliMiDeli
DeliMiDeli @Mi_DeliMiDeli