Ağaca, kuşa, yıldızlara o köşedeki dilenciye aitiz



Translate

Sayfalar

İzleyiciler

3 Aralık 2025 Çarşamba

Yalnızlığın İçinde Büyüyen İnsan

Kendi başına bir masada oturup çayını yudumlayabilen, gecenin üçünde kimsenin aramasını beklemeden uyuyabilen, bir şehirde tek başına sinemaya gidip salondan çıkarken kimseye “güzel miydi?” diye sormayan bir insanı kandıramazsın.


O kişi artık boşlukla dost olmuştur. Terk edildiğinde yıkılmamış, sadece sessizce kapıyı kapatıp kendi içine dönmeyi bilmiştir. Yalnızlığın buz gibi eli boğazına yapıştığında nefesini tutmamış, onunla göz göze gelip “evet, buradasın, ama beni öldürmeye yetmeyeceksin” demiştir.
O, kendi karanlığında uzun uzun yürümüş, yankılanan adımlarını dinlemiş, korkudan titreyen ellerini cebinde sıkmış ama durmamıştır. Kendi gölgeleriyle tanışmış, onlara isim vermiş, bazılarıyla barışmış, bazılarını ise kibarca uğurlamıştır. Artık kimsenin ışığına muhtaç değildir; çünkü kendi içinde küçük de olsa bir fener yakmayı öğrenmiştir. O fener bazen titrer, bazen söner gibi olur, ama o bunu da bilir: Karanlıkta tekrar kibriti çakmak kendi elindedir.Bu yüzden ona rol yapamazsın.
Sözlerini tartarak kullansan bile, gözlerinin içindeki o sakin, derin ve yorgun bakış her şeyi yakalar. O bakış “beni kırmayı daha önce denediler, başaramadılar” der. “Beni kandırmayı denediler, içimdeki sessiz dedektör hemen alarm verdi” der. “Beni bağımlı kılmayı denediler, ama ben artık kendi göbek bağımı çoktan kesmiştim” der.
Ona ancak çıplak gerçekle yaklaşabilirsin.
Çünkü o, sahteliğin kokusunu çok uzaktan alır.
Yalanın titreşimini teninde hisseder.
Rol yapanın sesindeki o bir milimlik falsoyu yakalar.
Onunla ya olduğun gibi durursun ya da hiç durmazsın.
Yarı yamalak sevgiler, stratejik suskunluklar, “biraz daha katlanayım da gitmesin” hesapları onun yanında işe yaramaz.
O, artık kimsenin “birazını” kabul etmez; ya tamamını alır ya da hiç almaz.
Ve en önemlisi: Onsuz da gayet iyi olduğunu çoktan kanıtlamıştır kendine.
İşte bu yüzden ona sahip olamazsın; sadece onunla yürüyebilirsin.
Yan yana, omuz omuza, iki ayrı insan olarak.
Eğer bir gün yorulup geride kalırsan, o arkasına bakıp “hadi” demez; sadece başını hafifçe eğip yoluna devam eder.

Çünkü o, çoktan öğrenmiştir:
Kimsenin gitmesi onun varlığını eksiltmez.
Kimsenin kalması da onu tamamlamaz.
O, zaten kendi içinde bütün olmayı başarmış biridir.

Ona yalan söyleme.
Ona oyun oynama.
Sadece dürüstçe yanına otur ve şöyle de:
“Ben de yaralıyım. Ben de korkuyorum. Ama senin yanında sahte değil, gerçek olmak istiyorum.”
İşte o zaman, belki, kapıyı aralar.



Özgün İçerik : Deneme,Makale,Öykü, Sosyal içerik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Okuduklarının sende en çok yankılanan kısım ne, ya da kendi deneyimlerinle nasıl bağ kuruyorsun? Yorumlarda paylaşır mısın ? :)

@Mi_DeliMiDeli

@Mi_DeliMiDeli

@Mi_DeliMiDeli
DeliMiDeli @Mi_DeliMiDeli